"Herkesin korkuları vardır," dedi adam sakin bir ses tonuyla.
"Kimisi yüksekten korkar, kimisi asansörde kapalı halde birkaç dakika kalmaktan..."
Sigarasından derin bir nefes alıp devam etti, "Karanlıktan korkar bazısı, karanlıklara saklı şeylerden... Yaratıklardan, uzaylılardan, canavarlardan, vampirler ve kurt adamlardan, yaşayan ölülerden korkar. Ama birçoğu bu korkusunu gizler. Çünkü bu korku, diğer korkulara benzemez. Yüksekten korkan, yüksek bir yere çıkmayarak; uçak korkusu olan uçağa binmeyerek bu sorunu çözebilir. Kapalı yerde kalma korkusu olan, 12 katlı bir binanın en üst katına yürüyerek çıkar. Ama karanlıklara saklı şeylerden korkanların bir ilacı yoktur. Gece yarısı geldiğinde ve karanlık çöktüğünde; uykunun en tatlı yerinde ziyaret edileceklerinden emindirler. Görmek istemezler. Bu yüzden birçoğu inkar eder. Korku, gözbebeklerinden taşar yine de inkar ederler."
Masanın üzerinde duran bir bardak suyu bir dikişte içtikten sonra elinin tersiyle ağzını sildi ve "Şimdi size hikayeler anlatacağım," dedi gülümseyerek. "Siz, korkmuyormuş gibi davranacaksınız. Ama ben gözbebeklerinizden anlayacağım."